top of page

Türk Uzay Hukuku: Güncel Mevzuat Işığında Bir Bakış

  • Yazarın fotoğrafı: Ahmet Eltas
    Ahmet Eltas
  • 5 May
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 6 May

Son yıllarda uzay teknolojilerinin hızla ilerlemesi, devletlerin uzay hukuku alanında düzenleyici adımlar atmasını zorunlu kılmıştır. Türkiye'nin de bu küresel yarışta, hem teknolojik kapasitesini hem de hukuki altyapısını güçlendirme stratejisine ilişkin kurumsallaşma yolunu izlediği müşahede edilmektedir.

Kurumsallaşmaya ilişkin Türkiye’nin uzay çalışmalarındaki başat önemli noktası, Türkiye Uzay Ajansının (TUA) 2018 yılında resmen kurulmasıdır. TUA, ulusal uzay programının koordinasyonundan sorumlu ana kurum olarak, 2021’de açıklanan Milli Uzay Programı ile Ay’a insansız bir araç gönderme, uzay limanı inşası ve yerli uydu teknolojilerini geliştirme gibi 10 kritik hedef belirlemiştir. Bu hedefler, uzay hukuku alanında da yeni düzenlemelerin tesisi ihtiyacını doğurmuştur.


Uzay faaliyetleri şu an için Türkiye Uzay Ajansı (TUA) tarafından yönetilmekte ve 2018 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenlenmektedir. Türkiye’de uzay faaliyetlerini düzenleyen temel yasa, bulunmamaktadır. Mevcut düzenlemeler uzaya nesne fırlatma, uzay nesnelerinin kaydı, sorumluluk ve sigorta gibi konularda kurallar getirme ihtiyacını karşılayamamaktadır.


Türkiye, yaklaşık son 15 yıl içerisinde Birleşmiş Milletler Dış Uzay Antlaşması (1967), Uzay Nesnelerinin Kaydı Sözleşmesi (1976), Uluslararası Uzay İstasyonu Anlaşması (1998) taraf ülkesi olmakla birlikte Ay Anlaşmasını (1979) henüz imzlanmamıştır. Öte yandan Türkiye, hâlihazırda Afrika Ülkeleri Uzay Ajansı (ASAL) ile ortak projeler yürütmektedir.


SpaceX gibi uluslararası özel teşebbüsler ile imzalanan anlaşmalar ise Türkiye’nin uydu, haritalama, iletişim alanındaki etkinliğini artırmakla birlikte teknolojik bağımlılık olduğundan ve özel sektör katılımı için daha esnek mevzuat olmadığından devlet-birey ve birey-birey arasında doğan uyuşmazlıklar, çözümsüzlük riski ile karşı karşıya kalmaktadır.


Türksat 6A uydu projesinin hayata geçmesi, 6A'nın sağladığı veri akışı, bu veri akışından kaynaklanan tüm eylem ve işlemler, bu eylem ve işlemlerden kaynaklanan sorumluluklar ve müeyyideleri hukuki düzenlemelerin kapsamının genişletilmesini gerektirecektir.


Türkiye'nin, mevzuatı ve kuruluşlarıyla birlikte uzay hukuku alanında henüz emekleme aşamasında olduğu gözlemlenmektedir. Devlet erkinin; egemenlik hakkına dayanarak, kamu hizmetlerinin finansmanında kullanılmak üzere, gerçek ve tüzel kişilerden, ödeme güçlerine göre, karşılıksız ve zorunlu olarak alınan parasal meblağları, dikkatle değerlendirme ve kamunun yararına harcama sorumluluğu bulunmaktadır. Uzay bilimlerine ilişkin kamu harcamalarının bütçe içerisindeki azlığı ise hem rasyonel olarak hem bilimsel olarak tenkiti muteber kılmaktadır. Uluslararası mevzuatı iktibas ederken öte yandan özel sektör için yerli teknolojiyi ve yeniliği teşvik eden bir hukuki çerçeve oluşturulması, uzun vadeli başarı için kritik önem taşıyacaktır.


 
 
 

Comentários


bottom of page